17 Nisan 2010 Cumartesi

DOLGUBAHÇE SARAYI


Hayır yanlış yazmadım. İsimlerinden biride DOLGUBAHÇE imiş bu nadide sarayın. Bu isimlerle anılmasının sebebi Sarayın deniz doldurularak inşa edilmiş olmasıymış. Bundan 154 yıl önce Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılmış. Yapımı 10 yıl sürmüş. Son 6 padişah burada yaşamış. Fazlasıyla görkemli fazlasıyla emek, fazlasıyla işçilik var. Muhteşem bir yapı. Muhteşem kelimesi bile yetersiz anlatmak için. Sarayı gezerken ne tarafa bakacağınızı şaşırıyorsunuz. Arkanızdan gelenlerinde görebilmesi için biraz hızlı hareket etmek zorunda kalıyorsunuz ama zaten bir kere gezmek 50 dakikalık tur size asla yetmiyor. Çok uzun koridorlar, devasa salonlar,tavanlardaki muazzam süslemeler, kapılardaki porselen kollar anlatılınca görüldüğünde ki gibi bir etkili olmuyor.

En duygulandığım an ise Atatürk'ün vefat ettiği oda, kullandığı ilaç dolabı, tekerlekli sandalyesi, büyük salondan gizli bir geçitle odasına geçişi kapatan dolap, ona ait olan onun kullandığı ayağını bastığı her nokta beni çok etkiledi. Saray'da (sanırım hastalığı ilerlediği sıralarda) onun kullanması için birde asansör vardı. Zamanının çoğunu geçirdiği salonun manzarası muhteşemdi.
Bu Cumartesi bu yaşıma kadar İstanbul'da yaşayıp burnum dibindeki güzelliği daha yeni keşfetmenin utançlığı, bu haftayıda Alış Veriş Merkezlerinde geçirmemiş olmanın sevinci, canım anneminde bu sevince ortak olmasının mutluluğu ile geçti. Belki de geçirdiğim en verimli Cumartesi idi.

16 Nisan 2010 Cuma

Hiç birşey için fazla heveslenme

Bu akşam Ayvalık yollarında olmamız gerekiyordu. Hemde tüm ofiscek. Ama ARNİKA turizm hevesimizi kursağımızda bıraktı. Paralarımız geri ödendi ama benim hem hevesim kaçtı, hem de hafta sonu planlarımızı değiştirmek zorunda kaldık. Bu durumlar benim gibi pimpirikli insan için çok sinir bozucu. Diyeceğim odur ki planlarımıza çok sarılmamalıyız. Her zaman bir b planımız olmalı hoş bana gezme olsun ne yapar ne eder bulurum yeni bir şey.
Canım Anneciğim ile İstanbul'da yaşayıpta görmediğimiz güzellikleri keşfetmek için bir tur yapmaya karar verdim. Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, Galata Kulesi. Ne zamandır İstanbul'u alış veriş merkezlerinden ibaret sayar olmuştuk. Birazda !! "AVRUPA KÜLTÜR BAŞKENTİ"!! 'ni gezelim.

13 Nisan 2010 Salı

Evcilik Yıldönümümüz

Bugün evleneli 2 senemizi doldurduk...
Nasıl geçti, ne zaman iki sene oldu anlamadım. Tek bildiğim seni çok seviyorum aşkım.
"BEN", "SEN" yerine "BİZ" dediğimiz günümüz mutlu olsun.
Daha nice seneler birbirimizin olalım.

12 Nisan 2010 Pazartesi

İçimdeki Enerji



Bu sıralar nedir bende ki bu hal ? Bir anlam veremiyorum. Zamana yetişmeye herşeyden tadmayı, herşeyi denemeyi istiyorum.

Örgü örmek, dikiş dikmek, yemek yapmak, gezmek, okumak, dinlemek, söylemek, araştırmak, karıştırmak, yaratmak, süslemek, hazırlamak ... daha bir sürü şeyi aynı anda yapmak istiyorum.

Küçük odamı gözüme, gönlüme hoş görünür hale getirmek için girişimlere başladım. İlk işim iğrenç ve rahatsız evlenmeden önce kullandığım yatağımı eski zamanlarda sıklıkla kullanılan divan örtüsünden diktirdim. Gerçekten harika oldu ben çok ama çok beğendim. Bundan sonraki aşama ise sırt minderleri ve rengarenk kırlentler bitince yeniden paylaşırım