29 Ekim 2012 Pazartesi

BU BAYRAM BİZ

Günlerdir gelsin diye beklediğim bayram tatili geldi de geçti gitti bile :(

İşte Fotoğraflarla İki Güzel Bayram ...



Giyindik 


Büyüklerimizi ziyarete gittik,



Bizi kızdıranlara hadlerini bildirdik :)



Askerimizi ziyarete gittik


Biraz yorulduk dinlendik,


Ata'mızı ziyaret ettik,


Bu bayram böyle geçti, nice bayramlara hep beraber,










26 Ekim 2012 Cuma

BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Yorgunluktan ölüyorum desem yeridir.

Arefe günü izinliydik tüm ofis olarak, ancak herkes yanına bir iş alıp eve götürdü, kimi dilekçesini yetiştirecek, kimi beyanlarını yazacak, bende ay sonu münasebeti ile masrafları yazıp firmalara yetiştirmye çalışacağım.İki gecedir ev işlerinin yanı sıra çalışmam gerektiği içinde 24:00'den önce yatamıyorum. E ne anladık biz bu izinden :) Evde daha fazla çalışıyor insan iş getirince, sabahta İpek'cik sağolsun 06:30'da ayakta "anneeee geeel" sesi ile kalk borusunu çalıyor.
Şuraya gelip iki satır bişi yazamadım o kadar düşünün.

Bu bayram program epey yoğun. Kendimizi dinlendireceğimiz bir bayram tatilinin özlemi içindeyim ama namümkün.

Büyüklerin ziyaretinin yanı sıra, bir de -ki benim için en önemli kısım- Ankara'da askerde olan kuzenimi görmeye gideceğiz. Hemde maaile. İpek uzun süredir görmediği dayısını görünce nasıl bir tepki verecek çok merak ediyorum. Biz geleceğimiz için Kuzende çok heyecanlı özellikle İpek'in de geleceğini öğrenince çok sevindi. Bu ziyaret sebebi ile Kuzenimi şaşırtmak ve günün anlam ve ehemmiyetine uygun olması için İpek ve kendim için Mükerrem anneme kamuflaj pantolon siparişi verdim. Sağolsunlar görümcem ve o büyük bir zevkle işe koyuldular ve ortaya harika bir iş çıktı. (Hiç bir isteğime burun kıvırmadan, benimle aynı heyecanı yaşayarak istediklerimi yerine getirmek için çok çaba sarfeden kızlarından ayırmayan annem ve ve kardeş kadar candan harika görümcelerim var onları çok ama çok seviyorum)
Annem ve ablam bu bayram İpek ve benim için çalıştı desem yeridir :)

Fotoğraflayıp paylaşmak için sabırsızlanıyorum.

Herkesin Kurban ve Cumhuriyet Bayramını Kutluyorum.
Sevgiler
Pınar

19 Ekim 2012 Cuma

ANNE OLUNCA ANLADIM

Ofisten çıktım, otobüse bindim, arkadaşlarla bilindik bitmeyen telefon görüşmeleri, eve nasıl geldiğimi anlayamadım bile.

Evimin olduğu sokağa girdim, acı acı çalan sireni ile bir ambulansta benimle girdi ki benden hızlıydı. Her zaman ki alışkanlığım ile "Allah Yardımcısı Olsun" dedim. Ambulans benim evimin olduğu apartmanın önünde durdu. Bir kalabalık bir telaş, yürek ağıza nasıl gelir, o saniyelerde akıldan film şeridi gibi neler geçer, ben nasıl bir deparla koşarım varın siz düşünün.

Kapının önüne geldiğimde yere devrilmiş bir motosiklet ve ona çarpmış bir araba. Şu anda utanarak anlatıyorum ama o anda elde olmadan derin bir nefes alarak yere yığıldım.

Ambulansın annem veya İpek için değil bir başkası için gelmiş olduğunu öğrendiğimde aynen derin bir nefes aldım ve ağlamaya başladım. Nasıl bir duygu ki kendi canlarına değil de bir başkasına ne olduysa olduğuna sevinmek.

Ağlayarak sakinleştim, yukarı çıktım, kapıyı çaldım. İçeriden gelen İpek'imin çığlıklarını duyunca daha çok hislendim. "Anne, anneanne gel, Anne ..." Annem kapıyı açınca şok tabi suratımı görünce, hemen gülmeye çalıştım ki İpek anlamasın ve etkilenmesin. Anneme kısa bir özet geçtim. Annem "Anne oldun ve anne olunca anladın" dedi.

Çok utandım ama evet anne olunca anladım.

Sevgiler,
Pınar

18 Ekim 2012 Perşembe

MUSTAFA CECELİ - ES


Konserine gitme fırsatım hiç olmadı. Ama ilk fırsatta büyük ihtimalle önümüzdeki sene muhakkak gideceğim.

Hiç bir sanatçının, takımın, artistin fanatiği olmadım.

Her şeyini, yediğini, içtiğini, gezdiğini, tozduğunu bildiğim sürekli takip ettiğim her albümünü, her filmini seyrettiğim, bir sanatçı olmadı.

Gene çok takipte sayılmam ama bu CECELİ çok farklı. Adamın duruşu bir kere "Ben efendiyim" diyor.



Her gün en az bir kere herhangi bir şarkısını dinlemesem rahat edemiyorum.



Bu sıralar klibi ile beni en çok etkileyen her seferinde hüzünlere gark olduğum şarkısı ES.



Paylaşmak istedim, 

Sevgiler
Pınar 





İPEK İLE KALİTELİ ZAMAN


Daha sık post yazmak sakıncalı mı? Ya da "olmaz" diye bir kural var mı bilmiyorum.
Şu sıralar sadece yazmak, anlatmak istiyorum. Etrafımda konuşup, paylaşacağım pek insan olmamasından olabilir mi?
Eskiden en iyi, en yakın arkadaşım olan Annem, artık sadece Anneanne görevi üstlenmiş durumda, eşim ise haftanın en az 3 günü şehir dışında, bu sıralar bunalım ve yalnızlık bütün konum. Buraya yazarak biraz olsun nefes alıyorum.

Biraz büyüsün ve arkadaşlığımız oyun arkadaşlığında ileri gitsin diye beklediğim canım kızımdan bu sabah işe gitmek için ayrılmak çok zor geldi.

Onunla oyun oynamak beni mutlu ediyor, e tabi o da bundan çok keyif alıyor. Gerçi hapşırdığında, üflediğinde kendisini yerlere atan bir anneyle kim oynamak istemez?

Bu sıralar tuvalet eğitimine az çok başlayalım ve lazımlığa tuvaletini yapmasını eğlendirici bir hale getirelim diye yeni yeni oyunlar uyduruyorum. Bunlardan biri lazımlığa onu oturtup güçlü bir şekilde bana üflemesini söylüyorum. Sanki çok kuvvetli üflemiş de ben dengemi kaybedip uçmuşum gibi kendimi arkaya doğru yere atıyorum. Hem çok hoşuna gidiyor, hem de lazımlığa oturmak işkence gibi gelmiyor. Ve fark ettim ki  İpek gülerken kakasını daha rahat yapıyor. Üfleme dışında elleri ile beni arkaya doğru itiyor, ben gene dengemi kaybedip ters takla atarmış gibi yapıyorum, çok gülüyor.

Birde en zevkle oynadığımız kurtarıcı oyunumuz "İpek Neredesin" Kurtarıcı diyorum çünkü karıştırmaması, oynamaması, gereken veya ağladığında, gönlünü almak istediğimde asla hayır diyemediği bir oyun bu,
Kapkara güneş gözlüğümü takıp, İpeği görememe taklidi yapıyorum. Bazen duvara, bazen kapıya çarpıp yakaladım seni dediğimde itiraz ediyor "o babı (kapı), o doduk (koltuk), o yaatık (yastık)



Ve 12 ay üzeri bebekleri olan tüm ebeveynlere şiddetle tavsiye edeceğim bir aktivite ise Tethys Eğitici Oyun Kartları İpek ile en keyifli zamanları bu kartlara geçiriyoruz. İkili Tamamlama kartları ile başladık, Hafıza Oyunu (ki bunu biraz erken almışım), Sayı kartları ile devam ettik, keşke daha çok çeşidi olsa.
İpeğe harfleri henüz öğretmemem gerektiğini söyleyen sınıf öğretmeni olan Teyzoşumun tavsiyesini dinleyerek Harf Kartlarından edinmedim, ama aklım kalmadı değil.

Ben D&R'dan ve Remzi Kitabevinin mağazalarından almıştım, ama kendi web sitesinden daha uygun fiyata alabilirsiniz.

Sevgiler
Pınar

17 Ekim 2012 Çarşamba

KAÇIRILAN ETKİNLİKLER - 1

Hamilelik süresinden şu zamana kadar sinemaya, konsere, tiyatroya, gösteriye gitmedim dersem ne dersiniz?

Yuuuuh seslerini duyar gibiyim. Çok haklısınız benden de kendime koca bir yuuh. 

Hafta içi İpek'e ben çalıştığım için annem bakıyor. E fazlasıyla yoruluyor, iş çıkışlarında hiç oyalanmadan evin yolunu tutmalıyım ki o da evine gidip biraz rahat etsin sabah şarj olmuş şekilde gelebilsin. Hafta içi o kadar yorulan kadına bir de hafta sonu da gel biraz daha bak ben de gezeyim diyemiyorum.

Birde bu tür organizasyonlar hep akşamları başlayıp geç saatte sona eriyor, İpek'e iyi geceler demeden, öpmeden uykuya uğurlamak hiç istemiyorum. Aksi halde o eğlenceden zevk almayacağıma adım kadar eminim.

Her neyse bu da benim bahanem olsun :)

İsimlerini ilk defa hamileyken uyduda ki yabancı bir kanalın gösterilerini verdiği sırada öğrendim. Özellikle aklıma kazıdım olur da Türkiye'ye gelirlerse izlerim diye. Tabii nereden bilebilirdim bu kadar erken geleceklerini benim hayalim İpek'in anlayabileceği bir yaş aralığında geldiklerinde onunla beraber izlemekti.

Cirque Du Soleil' dan bahsediyorum.

25 Eylül 2012'de burnumun dibinde ki Ülker Sports Arena'da gösterileri var idi. 

Sıradan sirklerden çok çok farklı bir tarzları var, palyaçoları bildiğin palyaço değil,



Akrobatlar bildiğiniz akrobatlar değil,



Sıradan bir sirk gösterisi değil anlatmak istediğim, bütün oyunlar bir hikayeye bağlı olarak gelişiyor, benim tv de izlediğim çok çok güzeldi çok etkilenmiştim. Gösteriye giden arkadaşlarımında çok etkilendiğini duyuyorum.
Umarım tekrar gelirler veya biz bir daha ki sefere İpek ile onları ziyaret ederiz ve burada paylaşırız.

Sevgiler
Pınar






ÇARŞAMBA TARHANASI

Güzel bir gün,
Kızçemden ayrılırken gene zorlandım, o da istemiyor gitmemi ama el mahkum.
Dışarıda hava çok güzel sanki Ekim ayı değil, bahardan bir gün. Metro ile kolay bir yolculuk ardından ofise varış.
Bugün daha iyiyim. Ezelden beri severim Çarşambaları. En güzel programlar, en kolay işler, en güzel havalar sanki hep Çarşambalara denk gelir. Belki de ben sendromdan anca çıkarım, enerjimi toplarım hoop bir bakmışım hafta bitmiş.

Can ciğer patronum rahatsızlanmıştı geçtiğimiz haftalarda böbrek taşı sebebi ile bir operasyon bile geçirdi. Vücutta enfeksiyon varmış, ağır ateşli bir dönemden sonra bu hafta başı ofise geri döndü. İyi ki de döndü.
Tabii eskisi gibi değil, ama inanıyorum kısa sürede toparlayacak kendini.
Onun için bir şey yapmak istedim ve gece İpek'e su vermek için kalktığımda öğle yemeğinde içebilsin diye tarhana ıslattım.
Ofisimizde mutfak ve ekipmanları bulunduğu için çok şanslıyız. Bende uzun süredir öğle yemeklerimi evden getirip burada hazırlayıp, ısıtıp burada yiyorum. Bu öğlende biricik patronum (ikinci babam diyebilirim) için basit bir tarhana çorbası hazırlayacağım.

Basit tarhanamızın malzemeleri;



Gelirken kafası 1500 olmuş, gece 4:30'da Sütaş'ın cam kabında ıslatılmış 
8 yemek kaşığı köy tarhanası, 
gene yollarda başı dönmüş evde yapılmış mis gibi
1 yemek kaşığından biraz fazla domates salçası,
pazardan alınmış mütevazi sarımsak (3 diş göründüğüne bakmayın hepsini koymayacağım)
1 yemek kaşığı ofise ait ayçiçek yağı (ben mısır özünü tercih ederdim ama imkanlar ile sınırlıyız.)

Tencereye konulan yağa iki diş sarımsağı julyen kesmek suretiyle ekledim.

Biraz kavurduktan sonra ıslattığım tarhanayı ekledim

Topaklanmasını önlemek için uzun bir süre çırpıcı ile karıştırmak gerekir, ancak imkanlar dahilinde bir adet yemek çatalı işimizi gördü. Karıştırma esnasında koyulaştıkça sıcak su ekledim. Ve tuz tabii ,

Bir taşım kaynattıktan sonra ;

afiyetle yemek için hazırdı çorbamız. Patroncuğumuz için hazırlamıştım ama gözüm dönmüşse tarhana çoğaldı da çoğaldı ofisteki diğer arkadaşlarımız bile nasiplendi.

Peki fark ettiniz mi renk versin diye kullanacağım salçayı kullanmadım. UNUTTUM :) Evet gerçekten malzemeyi kullanmayı unuttum. Gerçi fark ettim ki gerekte yok çünkü tarhananın rengi tadı tuzu hep yerinde idi. 

Yaşasın bugün güzel bir gün,


Sevgiler 
Pınar








16 Ekim 2012 Salı

PAZARTESİ SENDROMU

Bu hafta zor başladı,
Hafta sonunu hep yan yana dip dibe geçiren anne -kız idik, Pazartesi işe gitmek, onu evde en güvenilir insan olan annemle bile bırakmak çok zor geldi. Ayaklarım ilk defa çok severek geldiğim ofisime girmek istemedi. Gün içinde çok çok özledim, telefonlarda duydum ama yetmedi yanında değildim işte. Bir an herşeyi göze alıp çalışmayı bırakıp sadece onunla ilgilenmek onu kendim büyütmeyi düşündüm. Kisa sürede yine onun için bu düşünceden uzaklaştım. Onun için hayallerim var ve bu hayallerin gerçeğe dönüşmesi için maddi anlamda kuvvetli olmam lazım.
Şu anda çok büyük paralar kazandığım yok ortalama sınıf bir ofiste sekreterlik yapıyorum ama kendi paramı kazanmak, kendi hesabımı kendime vermek, kızıma istediğim şeyi alabilmenin özgürlüğü çok önemli. Bu ilerde ona da çok önemli bir örnek olacak.
Ama isterdim ki onun büyürken yanında olayım, büyütürken kendime olan saygımı da yitirmemek için sevdiğim bir işi yapayım.
Yavru kuşumu çok özledim.

Sevgiler,
Pınar

14 Ekim 2012 Pazar

ANADOLU KAVAĞI

Bu Pazar Sendromların dibine vurdum.
İpek ertesi günün Pazartesi olduğunu mu anladı dibimden ayrılmıyor, ev işleri ve pazar alışverişlerini yetiştirmek eskiden beri böyle kabus muydu, sabah kahvaltısı tamam da İpek öğlene ne yiyecek, Pazartesi babaanne deyiz, çantamız hazır mı? Pazardan dönerken telefon arayan annem.
- Ne yapıyorsunuz kızım ?
- Pazardan dönmeye çalışıyorum siz ne yapıyorsunuz?
- Teyzenle size gelmeye çalışıyoruz.
- Yuppi anne ne olur gel, başka bir şey istesem olacakmış. Ne olur hemen gelin. Size ne hazırlayayım, karnınız aç mı? Neredesiniz çabuk gelin anne.

Anne işte yaşın 31 olsa da annenin desteği gibi bir desteği kimseden alamazsın. Nasıl ihtiyacım vardı ona, aramızda hep böyle bir durum var. Annem bilir sanki onun bana en lazım olduğu zamanı. Çok seviyorum onu.

Benim 6 saatte bitiremeyeceğim, gözümde büyüttüğüm bir şeyi sadece 2 saatte halleder. Geldi, yüzüme baktı, yorgunsun sen, git yat dedi. Kalktığımda her şey çoktan hazırdı. Pazarımı kabustan, masala döndürdü canım annem.

Hafta sonları akşam yemeği için Anadolu Kavağında balık vazgeçilmezimizdir. Teyzoşumu meğerse biz hiç götürmemişiz. Yaşasın trafikte yok (nasıl olduysa). Aldık soluğu Kavakta bir iki tur atık fotoğraf çektik.

En güzel fotoğraflar hep gün batımında çekilirmiş. 

Tecrübe ile sabitledik.


Annesinin biricik kuzusu, anneannesi, Günay'ı, annesi ve babası ile çok mutluydu. 
Bu Pazar harikaydı.
Sevgiler Pınar 

10 Ekim 2012 Çarşamba

PİNTEREST ÇILGINLIĞI

İsmini ilk Okan Bayülgen'in programında bloggerlarla ilgili programında duydum. (Sahi Okan bu sezon bir şey yapmayacak mı? ) Merak tabi bloggerların toplandığı bir program üstelik Okan'da acemi bir yazar olarak dinledim, programa doyamadım. Yeni olan ne var, kaçırdığım bir şey var mı derken acemiliğimden utandım resmen. PİNTEREST ; Koca bir tahtada sevdiğin notları biriktirmek benim için, ama
Pinteresturk yazarı Meta YORUMCU açıklamış ''Pinterest kısaca, sınırsız alana sahip sanal bir panodur diyebiliriz. Pinterest sanal dünyada beğendiğimiz veya paylaşmak istediğimiz görsel öğeleri düzenlemenizi ve kolayca paylaşmamızı sağlar. Diğer kişilerin oluşturduğu panolara göz atarak yeni şeyler keşfedebilir ve sizinle aynı ilgi alanlarına sahip kimselerden ilham alabilirsiniz. Kullanıcılar Pinterest’i evliliklerini planlamak, evlerini dekore etmek ve sevdiği yemek tariflerini paylaşmak gibi çok çeşitli amaçlar için kullanırlar.''
Benim özellikle takip ettiğim kategori ''Women Fasihon'' ve ''Kids''.
Alışveriş listemi sitede görüp beğendiklerimi  ''Repin'' ve ''Like'' yapıp oluşturdum, amaç ihtiyaç fazlasını almamak.
İşte beğendiklerim;







Hiç de haksız sayılmam öyle değil mi :)

Sevgiler
Pınar,


BİRİKTİKÇE BİRİKTİ. ..

Çok özledim, yazmayı anlatmayı, paylaşmayı,
Kızımı, işimi, eşimi, sevdiklerimi, sevmediklerimi, blogumla başbaşa kalmak istiyorum.
Sonra büyük bir gelişme olan verdiğim kilolar, almaktan çok korkmam
Anlatacağınız çok birikti.

Kısa bir post olur diye düşünmüştüm, yaz tatilinden sonra en uzak seyatimiz geçtiğimiz pazardı,İznik, Bursa seyahati idi.

İşte size muhtesem İznik  Çinisi...

Kendi evime taşındığımda muhakkak banyomun dekorasyonu bu çinilerden olacak.






2 Ağustos 2012 Perşembe

02.08.2012



Yazmayalı çok oluyor, bu sıralar pinterest'e takmış bulunmaktayım.
Ve görüşmeyeli tam 10 kilo verdim. Yeni bedenimi seviyorum.
Takıp takıştırmaya merak sardım.
İçimde meğer ne vamp bir kadın varmış :)



31 Mart 2012 Cumartesi

Tablet Pc Sevinci

Evet nihayet tabletime kavuştum.
Ancak blog için nasıl kullanacağım konusunda tereddütlerim var.
Umarım en kısa sürede çözerim ve yenipaylaşımlara devam ederim.

9 Mart 2012 Cuma

Ofiste Doğum Günü Pastası

Merhaba,
Geçtiğimiz hafta ofis arkadaşlarımızdan birinin yaş günüydü.

Kutlama fırsatı anca bulduk, ancak sorun hepimizin diyette olmasıydı. Bizde meyve salatası ile bir pasta hazırladık. Ofisimizin içinde mutfak ve alet edevatın olması büyük şans :)

Alın Bakalım ;
Meyve salatalı jöleli ofis doğum günü pastası :)


Malzemeler

2 avuç Çilek (Kilosu 10.00 TL olunca 2 avuç görüntü için yeterli ancak dikkat ederseniz çileklerin içi kırmızı değil beyaz :( )
2 Deveci Armut
3-4 Yerli Muz
2 Elma
2 Paket hazır Çilek aromalı Jöle



Yapılışı çok basit olduğu için ve herkesin tahmin edebileceğini bildiğim için yazmadım. Öğrenmek isteyen olursa zevkle anlatırım.

Sevgiler
Pınar




25 Şubat 2012 Cumartesi

KENDİME SAKLANMAK İSTİYORUM

Evet tamda istediğim şey bu...

Kendime saklanmak,kapanmak istiyorum.

Kafamda bir sürü fikir, bir sürü diy proje var. Onları hayata geçirmek istiyorum.
Bütün gün internette dolaşmak yeni dünyalar keşfetmek istiyorum.
Çok paramın olup evde sevdiğim, öğrenmek istediğim işlerle uğraşmak istiyorum.
Kimselerle görüşmek, konuşmak toplanmak istemiyorum.
Kumaşlarıma, boncuklarıma, iğnelerime, düğmelerime, kurdelelerime boğulmak istiyorum.

Kızımın da kendine zarar vermeden benimle bu işlerle uğraşmasını yanımda vakit geçirmesini beraber yeni birşeyler ortaya çıkarmak istiyorum.

Onu kendim büyütmek istiyorum.
Her Pazartesi işe gitmek yerine, onunla yatakta oyunlar oynamak istiyorum. öğle olunca yemeğini kendim hazırlayıp kendim yedirmek onu parka ben götürmek istiyorum.

Onunla bu kadar zaman geçirirken kendime ait bir zamanım özelimde olsun istiyorum. Ama aynı zaman da evim temiz ve düzenli olsun istiyorum.

Olmasa da bunlar çok şükrediyorum.

17 Şubat 2012 Cuma

İpek

Yarın kızımın böbrek ultrasonu çekilecek.

Çok heyecanlıyım hayırlı haberler almak, duymak istiyorum.

İpek'in karnımda iken tespit edilen böbreklerden mesaneye giden kanallarda genişleme var.

Sürekli kontrol edilmeli, idrarın böbreklere ulaşması halinde İpek için çok zor durumlar yaşayabiliriz.

15 günde bir, ayda bir idrar kültürü alıp tahlil yaptırıyoruz.

Geçtiğimiz sene Eylül ayında idrar tahlilinde üreme görüldü.

Ve bu sebeple o zaman 9 aylık olan kızım15 gün hastanede serum tedavisi gördü.

Bir anne için, küçücük bebeğini hastanede görmesi, damarını kolda, elde bulunamayıp ayak bileğinden

serum verilmeye çalışması, o sırada bebeğinin haykırışları...

Bir daha böyle bir durumun yaşanmaması için kontrollerimiz daha sıkı. Çok şükür Allah'a dermansız

bir derdimiz yok. Kimsenin yavrusu dermanı olmayan, çaresiz hastalıklarla karşılaşmasın, hiçbir

anne yavrusundan ayrılmasın.

Bu sebeple her İpek'e baktığımda ona sarılabildiğim için, onu öpüp koklayabildiğim için çok şanslı

olduğumu düşünüp şükrediyorum.

Ve ilk fırsatta çığlığını duyduğum Gamze Anne için kan vereceğim.

Lütfen sizde birşeyler yapın.
    

KIYAFET KOMBİNLERİ

Kıyafet, süs, takı, çanta, ayakkabı vs...


Bütün kadınlar gibi benimde çok ilgim var. Alsam alsam bıkmayacakmışım gibi geliyor.


Ama almanın sonu yok, hemde maddi anlamda insanı zorluyor bir yerden sonra.


Bende kendimi elimdeki kıyafetlerin benzerlerini, aynı renk olanları POLYVORE' de bulup

kombinliyorum ve giyiyorum. Ve gerçekten ihtiyacım olan kıyafetlerin listesini çıkartıyorum.

Şimdi burada da bu kombinleri paylaşıp arada sırada bakıp Bugün Ne Giysem derdime son

vereceğim.






















MUTLU HAFTA SONLARI ....

Bu hafta sonu bu yılın karlı soğuk son haftası olsun.

Gelecek hafta sizleri düşlerimdeki bahçemde misafir edeyim.



 
Rengarenk güllerle bezeli yollardan gelin evime,




Yine güllerden tak yapılmış kapımda karşılayayım sizleri,
Masa çoktan hazır bahçemde


Akşama doğru serinlerse hava kış bahçesine geçeriz


Ama yok 'hava iyi derseniz'' yıldızları seyrederiz maaile





Herkese Mutlu Hafta Sonları,


Resimler; Pinterest





10 Şubat 2012 Cuma

KIŞT KIŞT KIŞ

Evet o kadar çok sıkıldım ki bu soğuk kasvetli havalardan.

Güneşi özledim. Ben ezelden beri sevmem zaten soğuğu, terden sırılsıklam olsam da şikayet etmem güneşten.

Çok mu iyi böyle lahana gibi kat kat örtünmek evet giyinmek değil ki bu örtünmek.


 Hazır kilolardan da kurtuluyor iken çok şey mi istiyorum biraz yüzünü göstersen yeter.





Geçtiğimiz hafta sonu az da olsa gördüm güzelliğini, şükür ki evlere tıkılan bebeklerde anneleri ile almışlardı soluğu Bostancı Sahilde,



Eskiden olsa hemencecik uyurdu kızım, ama o da özlemiş belli o güzel yüzünü güneşin.


Etrafa bakmaya doyamadı ve çok daha uzun saatler kalabilirdi arabasında "alın beni buradan" demeden.



Çok güzeldin çok.

Çok özletme gene gel...



4 Şubat 2012 Cumartesi

YENİ CİCİLERİM VAR HANIIIIM

Yeni aldıklarımı yayınlamayı şimdiye kadar düşünmemiş, amma ve lakin bu cicileri birazdan vereceğim bağlantıda bulacağımı hiç düşünmemiştim.

Yeni tabaklara hiç ihtiyacım olmamasına rağmen görür görmez beğendiğim ve fiyatıyla hiç düşünmeden sepete attığım bahar tabaklarım;


Ve dün alıp bugün kullandım. 4 adet Çukur Tabağı + 4 adet Servis Tabağı 50,00 TL şaşırdınız mı? Durun daha satıldığı yeri duyun bir de ! İşte burası


Ve tabiki kızım için bir şey almadan çıkamazdım oradan;


Aldım, yıkadım, serdim bile :) Burada Baykuşlu bir desen bulacağımı hiç sanmıyordum. Bu sıralar malumunuz çok moda , kendim için arıyordum  böyle bir şey ama kızıma kısmetmiş :)


Ve hepsinden değerlisi canım anneannemin göz nuru kızım için ördüğü yün ceket artık hazır hele ki cici mi cici düğmeleri ile ne kadar da şık değilmi?




Düğmeler Kadıköy'den