14 Ekim 2012 Pazar

ANADOLU KAVAĞI

Bu Pazar Sendromların dibine vurdum.
İpek ertesi günün Pazartesi olduğunu mu anladı dibimden ayrılmıyor, ev işleri ve pazar alışverişlerini yetiştirmek eskiden beri böyle kabus muydu, sabah kahvaltısı tamam da İpek öğlene ne yiyecek, Pazartesi babaanne deyiz, çantamız hazır mı? Pazardan dönerken telefon arayan annem.
- Ne yapıyorsunuz kızım ?
- Pazardan dönmeye çalışıyorum siz ne yapıyorsunuz?
- Teyzenle size gelmeye çalışıyoruz.
- Yuppi anne ne olur gel, başka bir şey istesem olacakmış. Ne olur hemen gelin. Size ne hazırlayayım, karnınız aç mı? Neredesiniz çabuk gelin anne.

Anne işte yaşın 31 olsa da annenin desteği gibi bir desteği kimseden alamazsın. Nasıl ihtiyacım vardı ona, aramızda hep böyle bir durum var. Annem bilir sanki onun bana en lazım olduğu zamanı. Çok seviyorum onu.

Benim 6 saatte bitiremeyeceğim, gözümde büyüttüğüm bir şeyi sadece 2 saatte halleder. Geldi, yüzüme baktı, yorgunsun sen, git yat dedi. Kalktığımda her şey çoktan hazırdı. Pazarımı kabustan, masala döndürdü canım annem.

Hafta sonları akşam yemeği için Anadolu Kavağında balık vazgeçilmezimizdir. Teyzoşumu meğerse biz hiç götürmemişiz. Yaşasın trafikte yok (nasıl olduysa). Aldık soluğu Kavakta bir iki tur atık fotoğraf çektik.

En güzel fotoğraflar hep gün batımında çekilirmiş. 

Tecrübe ile sabitledik.


Annesinin biricik kuzusu, anneannesi, Günay'ı, annesi ve babası ile çok mutluydu. 
Bu Pazar harikaydı.
Sevgiler Pınar 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder